Bilen bilir, fil gruplarının refah sorumluları dişi fillerdir. Öyle ki, yiyecek aramaya çıktıklarında yaklaşık 800 filden oluşan sürüyü ardına düşürür. Her tehlikeyi, her yolu, her geçidi bildiğinden tüm grup bilge dişi filin ardı sıra yol alır. Bu heybetli ve bir o kadar da sevimli hayvanların bizlere diğerlerinden birkaç adım daha yakın olduğunu, en azından sicillerinin insanoğlu konusunda temiz olduğunu inkar edemeyiz. Peki bu durumda bizlerin sicili konusunda ne söylemeli? Böyle buyrun, birkaç kelime ile yanıt verelim hoşnutsuzluk eşliğinde;

Kanada kıyılarında spor ve fok derisi niyetine çekiçler ile katliam yaptırıyor hükümet, bembeyaz kar üzerinde kıpkırmızı gölcüklerle katliam alanını terkeden kahramanlar (!) iyi bir halt yediğini zannedip birdaha ki yıl daha fazlasını hayal ederek yıkıyor elindeki kanı, bir iki mücevher (!) ve el oyuncağı için ağzındaki yeşillikleri yutmasını beklemeden vurdurup filleri parçalatıyor suratını usulsüz bu düzen, korucuları ardından koşturup kurşun yağmuruna tuttukları fillerin koca bedenlerini birkaç kiloluk diş uğruna devirip kaçıyor hepsi.. Bilmem ne tabakasının süsü için yüzdürüyor tabiat dengesinin derisini çığlık çığlığa..

Her düzen, her yaşam kaynağı insan kibrini tatmin etmek uğruna biz insanoğlu tarafından yok ediliyor. Sizce de ahlaksız zulümlerin bini bir para değil mi artık, korumasızlık lüks uğrunda kaybeden taraf olmuyor mu her defasında?

Farkında değiliz henüz ama varlığımıza son veriyoruz hepimiz. Olanlara sessiz kalmakla, umursamazlıkla, talep etmekle başlıyoruz yok etmeye. En hızlı büyüyen tüketicileri takdir ediyor, yanlarında yer kapmaya çalışıyoruz en açık haliyle.

Hayatı bizler bitiriyoruz, bunun farkına vardığımız o an devranın döndüğü ve yaşamın hakettiği şekilde cevap vermeye başladığı an olacak..